22 Mayıs 2016 Pazar

Ölmekdoğmak

Masmavi ağaçlara sahip bir ormanda mavi serin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda bu his yerini boğuk mutfağa bıraktı. Yapışkan sinekler, yalnız kalamamak, bacak uyuşması. Gözlerimi kapattığımda kaçıyor açtığımda mavi ormanı özlüyordum. Burda olmak istemiyor, burda oluyorum, anlam veremiyorum. Kendim bile kendimle çelişiyorsam, nasıl gidecek bunca insan etkileşimi. Önümü göremiyorum, bu sabah çok fazla ayrılık yaşadım. Kedimden ayrıldım, bir şekilde bir araya koyduğum günler bütününden ayrıldım. Bambaşka bir düzleme geçtim, topallıyorum. Burada bir üçgen olarak yuvarlak deliklere girmeye çalışıyorum. 
Yeterli maddiyatım yok, yanıma gerekli hiç bir şeyi almamışım. Ama bu kötü değişimde yine bana haz veren ince hüzün var. o haz verici hüzüne tutunup histerik sanal benliğimi güldürüyorum. Burda olmak istemeyen benliğim ile burada yüzünde kocaman bir gülümsemeye bunları yazan bedenim nasıllar. Anksiyetem özgürlüğümün baş dönmesi. Gün geçtikçe gerilemiyorum, geride kalanlarım ileride. Gözlerimi kapatıp mavi ormanda bir nefes almak istedim fakat mümkün olmadı. Mavi ormanlar göz açıp kapayıncaya kadar yok oluyorlar. Hiç bir şeyin anlamı yok dedikçe anlamla doluyorum.
 Taşıyamayacağım kadar anlam yüklenince kör keçi kafamdaki otla doymuyor.
Aylin Erol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder